MHP Bursa Milletvekili Dr. Mustafa Hidayet Vahapoğlu, “Küresel hegemonya hedefindeki ABD’nin yeni jeopolitik düzeni tek başına inşa edemeyeceğini anlayınca Türkiye’yi yorarak yanında tutmaya çalışıyor” dedi.
Türkiye’ye yönelik aleni veya gizli husumet sadece ABD ve güdümündeki ülkelerle sınırlı olmadığını ifade eden Vahapoğlu, “Tüm bu gizli veya aleni husumeti frenleyen güç, TSK’nın caydırıcı, etkin ve saygın konumu ile milli birlik ve beraberliğimizin bozulmamış olmasıdır. PKK ve türevlerinin ABD, AB ve NATO üyesi ülkelerce desteklenmesi üzerine MHP Lideri Bahçeli, ’Türkiye seçeneksiz değildir. Türkiye çaresiz değildir. NATO’yla var olmadık. NATO’suz da yok olmayız’ şeklindeki sözleri Türk milletinin tepki ve düşüncesinin siyasi yansımasıdır. Suriye, iç harbi ile zirve yapan bir ‘düzensiz göç’ ve Afganistan kaynaklı bir ‘yönlendirilmiş planlı göç’ ile karşı karşıyadır. Bu çerçevede TSK’nın sınır ötesi müdahaleleri Türkiye’nin öz savunmasının bir gereğidir. Doğu Bloğunun dağılmasının ardından ’Neoconlar’ın güdümündeki ABD ve yedeklediği AB ve Japonya ile Anglosakson ülkelerin küresel bir hegemonya inşa etmek adına milli devletleri hedefine alıp, saldırıya geçti. Türkiye’de hedef ülkelerin başında geliyor. Kendilerinin kontrolünde olması kaydıyla küreselleşme teşvik edilmiş, milli ve üniter devletler öncelikli hedefler haline getirilmiş, dinler, mezhep ve meşrepler ile diğer alt kimlikler tahrik edilmiş ve vahşi-yıkıcı istilacılığın tüm oyunları sahnelenerek Asya, Afrika’nın Kuzeyi ve Güney Amerika yeniden dizayn edilmeye çalışılmıştır” dedi.
Vahapoğlu, günümüzde yaşanan belirsizlikler ve risklerin temelinde tek kutupluluğu sürdürme çabasındaki ABD ve bunu kabul etmeyen Rusya ve Çin ile destekçisi ülkeler arasındaki çekişmenin yattığını belirtti. Bu süreçte ABD’nin yeni jeopolitik düzeni tek başına kuramayacağının farkında olduğunu ifade eden Vahapoğlu, “Bunun için AB ve Japonya ile Anglosakson ülkeler dışında kalan Türkiye gibi müttefiklerini yorarak kendisine sürekli tabi tutma çabasındadır” diye konuştu.
ABD’nin PKK’ya verdiği destekle Suriye topraklarında oluşturulmaya çalışılan terör koridoru, BM sözleşmesinin verdiği yetkiye dayanılarak Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı sınır ötesi harekâtlar ile engellendiğini belirten Vahapoğlu, “Ayrıca yurt içine yönelik yapılan Pençe, Kıran, Kapan ve Yıldırım operasyonları ile de önemli miktarda teröristi etkisiz hale getiren temizlik harekâtları gerçekleştirilmiştir. PKK ve türevlerinin ABD ve AB ile Türkiye’ye aleni ya da gizli husumet duyan ülkelerce siyaseten desteklenmesi, eğitilmeleri, donatılmaları, ihtiyaç duydukları her türlü silah, mühimmat, araç gereç ve sahte belgenin temin edilerek verilmesi Türkiye’nin bekasına yönelik ciddi bir tehdittir. Türkiye çaresiz değildir. Eğer şartlar içinden çıkılmaz hale bürünürse NATO’dan ayrılmak bile alternatif bir tercih olarak gündeme alınmalıdır” dedi.
Türkiye bugüne kadar olduğu şekliyle ne ABD, ne AB, ne Rusya, ne Çin’in jeopolitiğine boyun eğmeyeceğini belirten Vahapoğlu, “Türkiye’nin bugüne kadar yaptığı üzere kendi jeopolitiğini merkeze alarak karar geliştireceğini ve pozisyon-tavır alacaktır. Bunun için elindeki en önemli imkanlar, vatandaşın güven ve kararıyla oluşturulan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Peygamber Ocağı gördüğümüz Türk Silahlı Kuvvetleri ve vatandaşımızın engin sağduyusu ve desteğidir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin dünyanın en caydırıcı ordularından biri haline getirilmesi Türkiye’nin gerçeklerinin bir gereğidir” şeklinde konuştu.